Yatalak ve Yardımlı Beslenme
Hareket kabiliyetini kaybetmiş birinin, yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmesi yaşamsal işlevlerinin sürdürülebilmesi için zorunludur. Aksi halde kilo kaybı, kaslarda ve dokularda yetersizlik, doku kaybı, ileri aşamada ise bilinç yitimine varan tablolar oluşabilir. Beslenmede protein, yağ ve karbonhidrat, sıvı ve mineral dengesi gözetilmelidir.
Bilinçli ve yutma kabiliyeti olan hastaların beslenmesi sağlıklı insanlarla aynıdır. Sık aralıklarla, azar azar, çiğnemesi ve yutması kolay olan yiyeceklerle beslenilir. Özel bir durum olmadıkça günlük sıvı ihtiyacı 1.5-2 litredir.
Bilinci kapalı, yutma işlevi bozuk hastada öncelikle burundan mideye uzatılan bir nazogastrik sonda(NGS) yerleştirmek basit ve etkili bir beslenme yolu oluşturur. NGS takılırken sonda kazayla nefes borusuna gidebileceğinden bu işlem mutlaka bir sağlık personelince yapılmalı. Beslenme sondası tercihen silikon olmalı ve her ay değiştirilmelidir. NGS, en fazla 2-3 ay kullanılır. Daha uzun kullanım ihtiyacı varsa PEG denilen yöntem tercih edilir. Bu yöntemde ağız, yutak yolundan geçirilen bir endoskop ile mideye ulaşılmakta ve mide duvarı içeriden dışarı doğru ciltten çıkılarak bir sonda yerleştirilmektedir. Her iki tip sondada da büyük hacimli enjektörler ile veya yoğun bakım şartlarında kullanılan besleme pompaları yardımı ile besleme yapılır.
Evde hazırlanacak süt, yumurta, bal karışımı, et suyu çorba, ayran, süt veya blenderdan geçirilip sıvılaştırılmış gıdalar veya hazır mamalar hastaya verilebilir. Yatan hasta ile ayaktaki bir kimsenin sıvı ve enerji ihtiyacı birbirinden çok farklıdır. Bu sebeple sıvı miktarı, yağ, protein ve karbonhidrat hesabı için yoğun bakım hekimlerinden yardım alınmasında fayda var. Her besleme sonrası, tıkanma olmaması için sonda içinden ılık, temiz içme suyu geçirilerek sondanın temizlenmesi gerekir. Sonda çıkış yerlerinde ciltte tahriş olup olmadığı da günlük olarak kontrol edilmelidir.
AĞIZ VE DİŞ BAKIMI
Beslenme sonrası ağız çalkalanmalıdır. Ağızda kalan yiyecek ve içecekler, istemeden nefes borusuna kaçıp soluk borusunda tıkanmaya veya akciğer enfeksiyonuna sebep olabilir. Bu nedenle ağız içi, eldiven veya aspiratör kullanarak temizlenmelidir. Kusma olursa, hasta mutlaka yan çevrilmeli, kusmuk içeriğinin nefes borusuna kaçmasının önüne geçilmelidir. Asidi yüksek mide içeriği, yutak, soluk borusu ve akciğerler için tehlike oluşturur.
Hastanın bilinci açıksa, en iyi ağız bakımı diş fırçalamadır. Bilinci kapalı hastalarda ise ağız içindeki salgılar, 2-8 saatte bir ya aspire edilerek ya da ağız bakım çubukları kullanılarak temizlenir. Ağız bakımında özel gargara solüsyonları, karbonat kullanılabilir. Ağız mukozası ve dilde oluşan yaralar için gerekli tıbbi tedaviler hekimle görüşülerek yapılmalıdır. Dudaklar kuruma ve çatlamaya karşı vazelin ya da kremle nemlendirilir.
DIŞKILAMA
Devamlı yatmak veya oturmak dışkılama isteğinin azalmasına veya kaybolmasına neden olur. Bu nedenle dışkının yumuşatılması ve bağırsak hareketlerinin hızlandırılması için hastaya sabahları ılık su, kuru erik, kayısı, yumuşak ve posalı gıdalar ile lifli mamalar verilebilir.
Yatağa bağımlı hastalarda 2-3 günde bir dışkılama normaldir. Dışkılama isteğinin kaybı, gittikçe kuruyan dışkının rektumda kuruyarak taşlaşmasına ve yolu tıkamasına neden olabilir. Bu durumda beslemeden bağımsız olarak dışkı yolu tıkanacağından parmak yardımı ile tıkaç oluşturan bu fekalomların dışarı alınması zorunludur. Bu nedenle uzamış kabızlıkta mutlaka tuşe ile kontrol yapılmalıdır. Dışkılamayı kolaylaştırmak ve barsak hareketlerini basitçe uyarmak için batın masajı, sıcak uygulama veya günde 1-2 kaşık yumuşatıcı Dupholac gibi ilaçlar da kullanılabilir. Bu önlemlere karşın yine de kabızlık sürerse doktora danışılarak lavman uygulanabilir.
Bağırsak düzenleyiciler hastayı ishal etmeyecek dozda kullanılmalıdır. Hasta ishal olursa bu sefer de su ve elektrolit kaybı oluşabilir. İshal durumu, bazen beslenme mamalarına karşı intolerans (tahammülsüzlük) veya aşırı alerjik tepkiden oluşabilmektedir. Ancak bu sorun bir başka mamaya dönülmesi ile kolayca aşılabilir. Piyasada birçok sayı, çeşit ve içerikte değişik mama seçenekleri bulunmaktadır. Dışkılama sonrası makat hijyenine dikkat edilmeli, kirli alt bezinde bulunan idrar asidi ve ıslaklığın ciltte yara açılımına sebep olmaması için hemen değiştirilmelidir.
PERİNE BAKIMI
Bakım hastanın ihtiyacına göre yapılır. Perine bölgesi sabunlu su ve duru su ile temizlendikten sonra kurulanmalıdır. Bakım perine bölgesi mendilleri ile de yapılabilir. Yalnız kullandığınız mendilin hastanın cildinde alerjik bir reaksiyona yol açıp açmadığı mutlaka kontrol edilmelidir. Altı bezlenen hastalarda, tuvalet yapıldıktan sonra bezlerin hemen değiştirilmesine, bölgenin ıslak kalmamasına özen gösterilir. Bakım yapılırken silme işlemi; makat mikroplu olarak kabul edildiğinden temizden kirliye, idrar yolundan makata veya yukarıdan aşağıya kuralına göre yapılır. İşlem bittikten sonra hastanın altına nemlendirici bir ürün kullanmakta fayda vardır.
MESANE-İDRAR TORBASI BAKIMI
Hastanın idrarını rahat yapabilmesi için düzenli olarak sıvı alması çok önemli. Aktif-pasif bacak egzersizleri de boşaltım sürecini kolaylaştırır. Bez ile takip edilen hastanın sık aralıklarla bezinin değiştirilmesi ve temizliğinin yapılması gerekir.
Bazen hasta idrarını hiç yapamaz ve bunun farkında olmayabilir. Yatağa bağlı bilinçsiz hastada idrar, idrar torbasında birikerek kapasite aşımına, geriye doğru basınca neden olur. Bunun sonucu böbrekler idrar ile dolarak kalıcı olarak hasar görebilir. İdrarın böbrekte toplanması, idrar partiküllerinin kristal halinde çökmesine ve böbrek taşına yol açabilir.
Nedeni anlaşılamayan tansiyon yükselmeleri, ateşlenmeler, terlemeler ve huzursuzluk idrar ve dışkı yollarında bir sorunun işareti olabilir. Farkına varılmazsa, ileri gerilmiş idrar torbası sonunda patlayabilir, karın- pelvis boşluğuna yayılarak batın iltihabına yol açabilir. Bu nedenle, idrarını yapamayan hastalarda bilinç düzeyine bakılmaksızın idrar yoluna sonda uygulanması zorunludur.
Sondanın devamlı boşalacak şekilde açık bırakılması zamanla idrar torbasının esnekliğinin kaybına, küçülmesine ve ileride mesane kapasitesinde yetersizliğe neden olur. Bu durumda hasta, bağımlılıktan kurtulduğunda sık sık idrara gitmek zorunda kalır. Mesane hacmini korumak için, sonda mutlaka bir kıskaç (klemp) ile kapalı tutulmalı birkaç saatte bir 5-10 dakika açılarak mesane boşaltılmalıdır.
Sonda penisi/vulvayı çekmemeli, ayaklara doğru yönlendirilmelidir. İdrar sondasının gerilme ve çekilmesi, idrar torbası ve sidik yolunda yırtılmaya ve kanamaya yol açar. Sonda silikon olmalı ve enfeksiyondan korunmak için 1 – 1.5 ayda bir değiştirilmelidir. Eğer şartlar elveriyorsa en iyisi sondasız olmaktır. Apış arası temiz ve kuru tutulmalıdır. İdrar renginde, kokusunda değişiklik, ateş yükselmesi olduğunda veya idrar miktarı azaldığında hekimine haber verilmelidir. İdrar miktarındaki azalma, çoğunlukla yetersiz sıvı alımından kaynaklanmaktadır.